bıçak kemiğe dayanıp gerçeklik hissedilmeye başlayınca nasıl da herkes komünistleşiyor. evet bunlar yapılmalı, hatta bunları sadece belediye değil herkes yapmalı. tüketici dernekleri, meslek odaları ne işe yarıyor? kaynağınız yoksa imece usulü yaparsınız. örgütlenmeniz engelleniyorsa çalışmazsınız. ben ne yiyeceğim içeceğim mi diyorsunuz? yoksa bir zamanlar yemek içmek insan hakkıdır diyenlere "servet düşmanlığı yapma fakir" diyenleri mi haklı buluyordunuz? mahalli organizasyonlar olacak ki siyasi organizasyonun ayağı olan belediyeler de bunu partilere, oradan da yönetime taşıyacak. ancak biz herhangi bir hakkı elinden alınınca hiçbir şey yapamayan, almasalar bari diye kurbanlık koyun gibi bekleyen insanlar haline dönüştük. yarın bütün yiyeceklerin fiyatı 20 lira artsa ne yapacaksınız? homurdanmaktan başka elinizden ne geliyor?

op lafım sana değil tabii ki ancak sen de benim gibi masumane laf anlatmaya çalışmışsın. yönetici sınıf bir örgüt değildir, bir felsefedir. bu felsefe virüs gibi toplumun her tabakasına tesir eder. öğrencisi de akademisyeni de bunu yer yutar, kodamanların çıkarlarını kendi sınıfdaşlarına karşı savunur. adam yangın bölgesindeki arsasına inşaat izni çıkartır, bizim genç arkadaşımız gelir burada bunu bize savunur. ancak alnında yağ iziyle çalışan adam neyden bahsettiğimizi anlar, o da haklı olarak korkmaktadır.

her şeyi geçtim günümüzde sağ örgütlenmeye bile artık imkan yok. eskiden hem sağ hem sol işçi örgütlenmeleri olurdu. bunların hiçbiri kalmadı. artık sadece parti var. parti onaylamadan kuş bile uçmuyor. bırak uçmayı kuş demeye bile korkuyosun öyle bir şey.